Fersan Elma Sirkesi ve insanlık arasındaki sıkı bağ...
Jamiroquai - Music of the Mind
TweetGüncel Tespit ve Kişisel Nefret İçerir
- Pardon, buralarda bir dil kursu var mı?
- Neyce öğrenmek istediğinize bağlı.
Kişisel not: Soru sorulmasından pek haz etmiyorum sanırım.
Black Label+Kabuklu Badem+QOTSA - Give The Mule What He Wants
Çevremde bir kısım insan var ki ciddi anlamda telefon kullanma özürlü.
Bu adamlar sürekli telefon bozar, kaybeder, çaldırır, evde unutur vs.vs.
Kadınlar, sanırım bir şekilde, bu adamları enteresan buluyor olsalar gerek; "aa ne rahat adam, işte materyalizmden uzak ve asi bir ruh, aman allahım ne kadar marjinal" falan diye düşünüyorlar diye tahmin etmekteyim.
Ama kişisel gözlemlerim bir müddet sonra bu karizmanın "neden telefonunu duymadın? telefonun neden kapalıydı? telefonunu neden evde unuttun?" tarzı gerilimlerle elde patladığı sonucunu çıkarttı. Yani bu vurdumduymaz ve asi tavır, ciddi bir ilişki içerisine girildiği an ciddi bir kaosa sebebiyet veriyor. İyi de oluyor.
Peki bu kimin sorunu?
Benim değil açıkçası. Dediğim gibi güncel tespit ve kişisel nefret içerir. Ben sadece en acil durumlarda arayıp da ulaşamadığıma sinir olurum ve geçer gider.
Ama asıl sinir olduğum nokta, ulaşılabilir olmanın dayanılmaz ağırlığıdır. Telefon kullanıyorsan, kullanıyorsundur. Bazen kırasım geliyor olsa da, yine de iletişim güzel bir şeydir.
Led Zeppelin'den Communication Breakdown çalıyor demeliydim belki ama malesef winamp "Black Sabbath-Sabbra Cadabra"yı uygun gördü.
Bu şarkıyla tanışmam, 2003 civarıydı diye hatırlıyorum. O zamanlar internet bağlantısı ev telefonundan bozmaydı ve cd fiyatları da halliceydi. Ki zaten bir çok albüm de buralara gelmezdi.
Doğal olarak da sokaklarda korsan CD tezgahları boy vermekteydi. Teşvikiye Camii önünde bekleyen çok acaip bir adam vardı ki kendisinden çok beslenmişimdir müzik konusunda.
Kendisinden aldığım onlarca enteresan albümün arasında Aphex Twin'in 26 Mixes For Cash albümü de vardı. Bir söylentiye göre, Madonna kendisine yüksek bir meblağ karşılığında, şarkılarından birini remixlemesi teklifinde bulunmuş ama Richard D. James'in bu teklifi elinin tersiyle itmesi yetmiyormuş gibi, bir de ayar verircesine, kimsenin ciddiye almadığı, "underrated" 26 şarkı seçmiş ve bunları zevk için remixleyerek bu 2cdlik albümü çıkartmış.
Konumuza dönersek, ben o albümün içinde direk Gentle People'ın Journey şarkısına yaptığı remixe tav oldum. Ama öyle böyle bir tav olmak değil. Altı seneden fazladır kesintisiz dinliyorum.
Gizli Bahçe' de Tayfun çalardı o yıllarda Pazartesi geceleri... Bir gün cd çantasının içinde tesadüfen bu albümü gördüm ve yalvar yakar, kapanışı bu şarkıyla yaptırdım. Uzunca bir müddet, benim orada olduğum her gece, Tayfun barı bu şarkıyla kapattı.
Bu şarkının genel olarak bana yaptığı yüklemeler:
1) Engin okyanus görüntüsü... Ve mümkünse kuyruklarıyla dalgaları döven mavi balinalar olsun ortamda.
2) Bitmek bilmeyen bir yol. Arabayla, yaz aylarından birinde, güneşin altında denize doğru giden bir yol. Ama renkler 70'lerden kalan fotoğraflar gibi canlanıyor gözümde.
3) Yine aynı renk tonlamasıyla, sahilde bir şemsiyenin altında kafada hasır şapkayla oturmak. Ara ara buz gibi biralar içmek. Dalgaların sahile vurması. Vs.vs.vs.
Zaten demiyor mu
This trip is an endless dream,
We are takin' you on a journey
(Bu sırada şarkı 3. turunu atmaktaydı kendi içerisinde)
Hoka-Hey! © 2008. Blog design by Randomness!