Eski backup cd'lerini kurcalarken, blog olayını keşfetmediğim bir döneme ait word dosyasını buldum. Blog niyetine kullanıyormuşum sanırım. Çok fazla bir şey de yazmamışım gerçi. Noktasına dokunmadan aynen yapıştırıyorum buraya:
GAZETE
Küçükken, Pazar sabahları erken uyanmış olsam bile yataktan çıkmaz ve uyuma numarası yapardım eğer babam uyanmadıysa... Çünkü daha ben kendime gelmeden hemen gazete ve ekmek almaya gönderirdi beni ve ben adam gibi gazeteler almak isterken o hep uyduruk bulvar gazeteleri aldırırdı at yarışı sayfaları için..
Utanırdım ben bakkaldan o gazeteleri istemeye... O yüzden yataktan dinlerdim sokak kapısının açılma ve kapanma sesini...
Kendi gidip alsın diye...Netekim ilk o uyandıysa beklemezdi bizim uyanmamızı gider alırdı gazetesini ekmeğini falan.....
6/12/2001
SEMENDER
Thom Yorke’un okuldayken lakabı semendermiş... gözündeki lazy-eye hastalığı yüzünden (türkçesini bilmiyorum)
Eski bir uygarlıkta (hangisi olduğunu hatırlamıyorum) semenderlerin ateşten çıkıp geldiğine inanılırmış...
7/12/2001
1982
Ya 1982 ye giriyorduk ya da 1984 e....yılbaşı gecesi... siyah beyaz TV
TRT tek kanal....bi atraksiyon yapmıştı trt ...1981 (ya da 1983) i yaşlı hırpani giyinimli bir amca canlandırıyordu...korkmuştum o amcadan o 4 yaşımdaki aklımla... ama çok ürkünç bi görüntüsü vardı o amcanın...sonra o gitti ,yerine 1982(ya da 1984) ü temsilen benim yaşlarda bi çocuk geldi sahneye..sevindirik olduk yeni yıl geldi diye...
9/12/2001
GUNAYDIN
Bugün traş köpüğü aldım...Arko... Üzerinde “Günaydın!” yazıyor...
Ne ilginç sabahları traş olurken size bi köpük tüpünün “günaydın!” demesi..
“sana da günaydın!” diyesi geliyor insanın..
bi de ingilizcesini yazmışar tüpün diğer tarafına..”good morning!” ...
thanx...
10/12/2001
INANILMAZ GERCEK
Mersin’de Zehra’yla tantunicide otururken Unbeliveable Truth çalmaya başladı. Hem de yerel bir radyo kanalı olan Mersin FM den. Ben bu dumurun keyfini çıkartırken Zehra ilk önce annesinin adı Bülent, babasının adı Özge olan bir arkadaşından bahsetti. Bu da yatmezmiş gibi babasının marketinde parfumeri reyonunda durduğu bir gün deodorantın kokusuna bakmak için burun deliğine sıkan bir adamdan bahsetti ki benim için bir dumur hat-trick i oldu bu.
9-01-2002 Çarşamba
18:40 (Tarsus)
ENİŞTE
Gecen gün bindigim takside sofor ilginç bir olay anlattı. “abi az önce taksiye enistem ve manitası bindi .“ dedi.”ne yapacagimi sasirdim.” Dedi. Sanirim kızkardeşinin kocasindan bahsediyordu. Koca İstanbul’da binecek baska taksi bulamamış sanırım. Çok sinirliydi şöför.
Bunu bana neden anlattigi konusunda da hiçbir fikrim yok. Daha da ilginci binen enişte şöförün, kayınbiraderi oldugunu farketmemiş.
20-2-2002
Çarşamba 04:33
Boa - For Jasmine (o yıllara dair bir şarkı olsun istedim fonda)