17 Ağustos 2010 Salı

Hate Free Zone 14: Nature Boy

Hayatı boyunca şehirde yaşamış adamların doğa aşkı bana çok sahte geliyor. Bu adamlar, doğa aşığı ve ekolojik duyarlı kafasına girip, cırcır böceği sesinden rahatsız oluyorlar. Hayvansever geçinip evlerinde hayvan besliyorlar ama sokakta bir köpek gördüklerinde "aman bu pirelidir şimdi" diyip köşe bucak kaçışıyorlar. Bunların hepsi deneyim ve gözlemlerle sabit. 
Bunları alıp Torosların tepesinde bir dağ evine kapatasım geliyor çoğu zaman. Ki bunların, denizde bacağına ufacık bir balık değdiğinde çığlık atanlarını da gördüm; tatilde yemek yerken, tepemizdeki asmadan masamıza düşen tırtılı görünce öğürenlerini de... Bir de ben o tırtılla oynamaya başlayınca "5 yaşında çocuk gibisin" yaftası yapıştırıyorlar utanmadan. Tırtıla acımasam, direk burunlarına sokacağım. 
İşte bu yüzden hayvanları daha çok seviyorum. Sana olan duyguları korkmak ve korkmamaktan öteye gitmiyor. 
Yakında, tatilde gördüğüm hayvanların fotoğraflarını da koyacağım buraya. Çok güzeller.

Stratus - Vapour


16 Ağustos 2010 Pazartesi

2001-2002 Sezonu

Eski backup cd'lerini kurcalarken, blog olayını keşfetmediğim bir döneme ait word dosyasını buldum. Blog niyetine kullanıyormuşum sanırım. Çok fazla bir şey de yazmamışım gerçi. Noktasına dokunmadan aynen yapıştırıyorum buraya:

GAZETE

 

Küçükken, Pazar sabahları erken uyanmış olsam bile yataktan çıkmaz ve uyuma numarası yapardım eğer babam uyanmadıysa... Çünkü daha ben kendime gelmeden hemen gazete ve ekmek almaya gönderirdi beni ve ben adam gibi gazeteler almak isterken o hep uyduruk bulvar gazeteleri aldırırdı at yarışı sayfaları için..

Utanırdım ben bakkaldan o gazeteleri istemeye... O yüzden yataktan dinlerdim sokak kapısının açılma ve kapanma sesini...

Kendi gidip alsın diye...Netekim ilk o uyandıysa beklemezdi bizim uyanmamızı gider alırdı gazetesini ekmeğini falan.....

6/12/2001

 

SEMENDER

 

Thom Yorke’un okuldayken lakabı semendermiş... gözündeki lazy-eye hastalığı yüzünden (türkçesini bilmiyorum)

 

Eski bir uygarlıkta (hangisi olduğunu hatırlamıyorum) semenderlerin ateşten çıkıp geldiğine inanılırmış...

7/12/2001

 

1982

 

Ya 1982 ye giriyorduk ya da 1984 e....yılbaşı gecesi... siyah beyaz TV

TRT tek kanal....bi atraksiyon yapmıştı trt ...1981 (ya da 1983) i  yaşlı hırpani giyinimli bir amca canlandırıyordu...korkmuştum o amcadan o 4 yaşımdaki aklımla... ama çok ürkünç bi görüntüsü vardı o amcanın...sonra o gitti ,yerine 1982(ya da 1984) ü temsilen benim yaşlarda bi çocuk geldi sahneye..sevindirik olduk yeni yıl geldi diye...

9/12/2001

 

GUNAYDIN

 

Bugün traş köpüğü aldım...Arko... Üzerinde “Günaydın!” yazıyor...

Ne ilginç sabahları traş olurken size bi köpük tüpünün “günaydın!” demesi..

“sana da günaydın!” diyesi geliyor insanın..

bi de ingilizcesini yazmışar tüpün diğer tarafına..”good morning!” ...

thanx...

10/12/2001

 

INANILMAZ GERCEK

 

Mersin’de Zehra’yla tantunicide otururken Unbeliveable Truth çalmaya başladı. Hem de yerel bir radyo kanalı olan Mersin FM den. Ben bu dumurun keyfini çıkartırken Zehra ilk önce annesinin adı Bülent, babasının adı Özge olan bir arkadaşından bahsetti. Bu da yatmezmiş gibi babasının marketinde parfumeri reyonunda durduğu bir gün deodorantın kokusuna bakmak için burun deliğine sıkan bir adamdan bahsetti ki benim için bir dumur hat-trick i oldu bu.

9-01-2002    Çarşamba

18:40 (Tarsus)

 

 

ENİŞTE

 

Gecen gün bindigim takside sofor ilginç bir olay anlattı. “abi az önce taksiye enistem ve manitası bindi .“ dedi.”ne yapacagimi sasirdim.” Dedi. Sanirim kızkardeşinin kocasindan bahsediyordu. Koca İstanbul’da binecek baska taksi bulamamış sanırım. Çok sinirliydi şöför.

Bunu bana neden anlattigi konusunda da hiçbir fikrim yok. Daha da ilginci binen enişte şöförün, kayınbiraderi oldugunu farketmemiş.

 

20-2-2002

Çarşamba 04:33

 

Boa - For Jasmine (o yıllara dair bir şarkı olsun istedim fonda)

Turist vs Tatilci

Tatilde ne öğrendik?

İki tip insan var:
Turist kafalılar ve tatilci kafalılar. Ben turist kafalı olanlardanım. Gezmeyi seviyorum. Ama tatilci olanlar oturdukları minderden kıpırdayamıyorlar.

Sepultura - We Who Are Not As Others  (uzun zaman sonra nereden estiyse... ama iyi mi geldi ne?)

Dickhead?

Tophane'den Galatasaray'a doğru yanında yaşlı annesiyle yürüyen bir apaçinin üzerindeki tişörtte yazan yazı: I'm with Dickhead

Testament tişörtüyle pazarda gezen teyzenin tahtını elinden almaya adaydır.


Simple Minds - Homosapien

Neni?

Arabayla Assos'tan ayrılıp Ayvacık istikametine giderken, sol taraftaki trafik levhalarından birinin arkasına sprey boyayla yazılan şu cümleyi gördüm: TEK SUÇUM NENİ SEVMEK! 

Sprey boyayla typo hatası yapanı da ilk kez görmüş oldum.


Them Crooked Vultures - Reptiles