Mystical Machine Gun şarkısıyla tanışmıştım ilk olarak. Wah pedalının sesi beni hep kavalcının peşinden giden fare gibi hipnotize etmiştir. Bu şarkıda da ziyadesiyle kullanılmıştı wah efekti. Gerçi her halükarda güzel bir şarkıydı ve beni devamını keşfetme konusunda güdülemişti. Ama grubu keşfettikçe, bu efekt pedalını ne kadar güzel ve yerinde kullandıklarını biraz daha görmüş oldum. Yanına bir de Hammond Organ koydukları zaman, beni çoook uzaklara götürebiliyorlardı.
Grup, 1988 yılında, oyuncu bir anne ve yönetmen bir babanın oğlu olan Crispian Mills tarafından, Londra'da kurulmuş. Her ne kadar britpop yaptıkları iddia edilse de bana göre bu adamlar, 70'lerin rock müziğini, o devirde yaşamış bir çok adamdan daha iyi yapıyorlar.
1996 yılında çıkan ilk albümleri K, büyük ses getirip en çok satan albümler arasına girse de bana kalırsa hakettiği ilgiyi görememiş bir albüm (Aynı dönemde ortaya çıkmış olan Oasis gerçeği ile kıyaslayarak bu kanıya vardım diyebilirim).
Sonrasında görmezden gelinmiş bir Summer Sun EP(1997) ve orada yine görmezden gelinmiş Moonshine isimli bir şarkı için de üzülsem mi, sevinsem mi bilemiyorum. Çok sevdiğim şeylerin gizli saklı kalmasından sapıkça bir keyif alıyorum.
Sonrasında görmezden gelinmiş bir Summer Sun EP(1997) ve orada yine görmezden gelinmiş Moonshine isimli bir şarkı için de üzülsem mi, sevinsem mi bilemiyorum. Çok sevdiğim şeylerin gizli saklı kalmasından sapıkça bir keyif alıyorum.
1999 yılında Peasents, Pigs and Astronauts albümü geliyor. Mystical Machine Gun klibi MTV'de dönmeye başlıyor vs. Ama o dönemde garip bir söylenti türüyor bu adamlar hakkında:
Hinduizme hatırı sayılır bir merak besleyen bu adamlar, ilk albümden sonra Hindistan'a gidiyorlar. Orayı o kadar çok seviyorlar ki, her şeyden eli ayağı çekip oraya yerleşiyorlar. Ama yapılmış olan anlaşmalar ve ilk albümün satış rakamının gazıyla, Sony Music yetkilileri, Hindistan'a gidiyorlar ve bu abileri kollarından tutup zorla yeni albüm kaydına getiriyorlar.
Wikipedia veya başka bilgi sitelerinde, bu olayın gerçekliğine dair bir kayda rastlamadım. Nereden duyduğumu da hatırladığımı söyleyemem.
Ama bir Hint ilahisi olan Govinda'yı yorumlama ilginçliğini göstermiş olan bir gruptan da böyle bir hareket beklerim açıkçası.
Bu yazının gazına da, geçenlerde kız arkadaşımla birlikte TV izlerken, Tattva klibine rastladığım an geldim. Hindistan seyahatine gitmesine az kaldı ve sanırım oniki günlük özlem sürecinde ne dinleyeceğim de az çok netlik kazanmaya başladı. Uzun zaman olmuştu dinlemeyeli ve bu sayede eski Kula Shaker albümlerinin tozunu almış oldum.
Ki eski albüm demişken, 2010 Nisan'ında da yeni albüm çıkartmışlar. İsmi: Pilgrims Progress. Henüz dinlemedim ama çok merak ediyorum.
http://www.kulashaker.co.uk adresinden görülebilir.
Ben bu yazıyı yazarken, Summer Sun EP'sini loop'a aldım. Özellikle de Raagy One ve Moonshine şarkılarını...