28 Ocak 2010 Perşembe

Hate Free Zone 10: Yoğuşmalı Kombo!

İnsanların, Apple ürünlerine, ülke gündeminden ya da herhangi bir şeyden daha fazla önem vermesine sinir oluyorum. Tüketimin bu kadar kölesi olmak, "aaa apple yeni ürün tanıtacakmış, hadi saatlerce onun açıklanmasını bekleyelim" diye kanırtmak falan bana göre şeyler değil sanırım.
İnsanlara "Herkes aynı şeyleri sevmek zorunda değil, zaten öyle olsa tek tip filmler izler, tek tip kitaplar okur, tek bir tür müzik dinlerdik" vaazını vermekten yoruldum.  Bu vaazı yemelerinin sebebi, sürekli, sevmediğim şeyler yüzünden beni yargılamaları. Köşeli bir insanım... Yerse...


Sokak hayvanlarına sürekli yardım etme olayına da karşıyım. Hayvanın doğal hayatta kalma içgüdüsüne insan eli değmesin. Hayatta kalmayı becerebilen, bir sonraki nesillere daha güçlü tohumlar bıraksın. Hayatta kalacak kadar güçlü, çevik ya da kurnaz değilse de ölmesinde bir sakınca yok. Ve kimse hayvanları benden daha fazla sevdiğini iddia da etmesin. O hayvan kartondan evlere, yapay mamalara alıştığı zaman, soğukta sığınacak yer bulma ve avlanma yetilerini yitirecek. Madem o kadar seviyorsun, önüne bir tas su koymak yerine evine alıp beslemeyi dene. Bu şeye benziyor,"Biz bir ülkeye girdik, oradaki yerli halkın ağzına sıçtık, şimdi de orası için yardım konserleri düzenliyoruz". Madem bu hayvanlara dünyayı dar ettik, bari bırakalım da o dar ettiğimiz dünyada hayatta kalmayı öğrensinler. Medeni dünyanın herşeyi yapay olduğu gibi, hayvan ve doğa sevgisi de yapay tabii ki.  
Evet, bu düşünceler bir çoğuna vahşice gelebilir. Ama doğa zaten vahşi bir şey. Ona müdahale etmek bizim haddimize düşmez. Hiçbir şeyi sevmek zorunda da değilim. Ben seni Primus sevmiyorsun diye yargılamıyorsam, sen de beni Depeche Mode sevmiyorum diye yargılayamazsın. Ben seni Conan filmlerini sevmiyorsun diye yargılamıyorsam, sen de beni Fatih Akın filmlerini sevmiyorum diye yargılayamazsın. Ben seni Punisher okumuyorsun diye yargılamıyorsam, sen de beni Sandman'den nefret ediyorum diye yargılayamazsın. Bu böyle daha çooook uzar gider.
Ki bu arada film festivali nefretime de laf eden insanlar oluyor. Ama benim için festival şöyle bir şey: "O kadar boktan bir film çektim ki, adı sanat filmi oldu". Ve bu film festivalde oynadığı zaman otomatikman enetellektüel bir filme dönüşüyor. Eminim Rambo IV filmi başka bir isimle festivalde oynasaydı, "Güney Asya'da yaşanan şiddet olaylarına göndermelerle dolu" yorumları yapılırdı. Bu yazdıklarımdan, "festivalde oynayan bütün filmler kötüdür" dediğimi zanneden dümdüz adamlar da çıkacaktır. Onları da şeytan alsın! 
Evet bu sefer kombo bir nefret kusma durumu oldu.

Ben bunları yazarken sırasıyla

Cinematic Orchestra - Night of the Iguana
ve
Simple Minds - Theme For Great Cities 
çaldı winamp. Nabza göre şerbet oldu direk.


0 yorum:

Yorum Gönder