Dinlediğim ilk Nick Cave şarkısı Do you love me? olmuştu. MTV Türkiye'ye yeni gelmişti. Biz lisenin son demlerini yaşıyorduk. Gece gündüz klip falan izlediğimiz bir dönemdi. Bu şarkının klibini izlediğimde "ne acaipmiş" dediğimi hatırlıyorum. Yumurta topuk ayakkabıları ve asık suratıyla danseden Nick Cave beni bir hayli şaşırtmıştı açıkçası.
Sonra İstanbul'a geldik. Elime Henry's Dream albümü geçti. Tam anlamıyla kilometre taşlarımdan biri oldu bu albüm. Uzunca bir süre gece- gündüz dinledim. Ama albümde bir şarkı vardı ki, direk sıyrılıp kendine ayrı bir yer edindi: John Finn's Wife.
Şarkının sözleri pulp bir hikayeymişçesine akıp gidiyor. Nakarat gibi bir kafa zaten yok. Ama Nick Cave bu şarkıyı o kadar hissederek söylüyor ki, gerçekten John Finn'i öldürmüş olduğunu düşünüyor insan. Keman sesinden pek de hazetmeyen benim bile tüylerimi diken diken edebilecek bir keman partisyonu var şarkıda. Sakin sakin anlatmaya başlarken, tansiyonu o kadar güzel yükseltiyor ki, sözleri dinlerken o sahne gözümün önünde canlanıyor.
Çok uzun zamandır dinlemiyordum. Sonra birden kafamın içinde dönmeye başladı. Hemen loop'a aldım şarkıyı. Ben bunları yazarken üçüncü defa çalıyordu ama şimdi dört olacak. Yanına bir shot da scotch whisky alacak ve hikaye bir kez daha akacak.
Fotoğraf: John Finn's Wife by Stuart Crawford
0 yorum:
Yorum Gönder